top of page

Evine Dönmek

Evde oturmak kolay değil.


Şöyle diyor Nietzsche; “hepiniz, ey çetin çalışmayı ve hızlıyı, yeniyi ve yabancıyı sevenler – pek katlanamıyorsunuz kendinize; çalışkanlığınız kaçıştır, kendini unutma istemidir. Hayata daha çok inansaydınız, kendinizi ona daha az kaptırırdınız. Ama gücünüz yok beklemek için – tembellik için dahil.” Biraz daha geriye gidersek Tembellik Hakkı kitabına da atıfta bulunabiliriz Paul Lafargue’ın -ki ‘tembellerin atası’ diyor bazıları ona-, bakın ne demiş; “hayatımızı kazanırken, onu kaybediyoruz.” İnsanlığın kendini kaptırdığı 'ilerleme' çılgınlığıyla dalgasını geçiyor Lafargue. Çalışmanın araç değil kendi içinde bir amaç olduğu bir çağdan bahsediyor, bizim çağımızda pek farklı sayılmaz…


Bir ara bir markanın reklam cümlesiydi “koş, yüksa düşersin”. Koşmazsak düşeceğimizi sanıyoruz, hele ki büyük şehirlerde... Kendini meşgul tutmak bir erdem adeta. Oysa nereye düşebiliriz ki kendi içimizden başka. Tabii ihmal ettiysek kendisini, pek bilinmeyen bir yer aynı zamanda bu ‘iç’ denilen... Her birimizin ‘kaçma’ tarzı farklı ve bu yalnızca fiziksel veya duygusal oyalanmalarla sınırlı değil. Belirli bir ‘iç boşluğu’ kapatmaya yönelik her türlü ‘reaksiyon’ buna dahil; fiziksel bağımlılıklar, zihinsel bağımlılıklar (bazen fazla kitap okumanın kendisi bile), ilişkisel bağımlılıklar… Veya iştah değişimi, baş ağrısı, vb. fiziksel semptomlar, uyuşukluk, konsantrasyon bozukluğu, kaygı, öfke vb. duygu salınımları, boşluk & anlamsızlık duyguları, güvensizlik hissi vb. uzayıp gidiyor liste… “Kendimizle kalınca” gerçekten strese giriyoruz.


Neden kaçıyoruz sahiden?


Stres ve Belirsizlikle İlgili Kısa Bir Parantez

“Stresi, bireyin fiziksel, zihinsel ve sosyal sağlığını korumasına yönelik bir ne yapacağını bilemediği bir ‘belirsizlik durumu’ olarak tanımlıyoruz.”

Üstteki alıntı konuyla ilgil bir makaleden... Özetle şöyle diyor; biz bilinemeyeni bilinir kılmaya çalıştıkça -ki bu bizim doğamızda var-, beynimizin insan evriminde görece yeni gelişmiş olan ve düşünsel faaliyetlerinden sorumlu üst katmanını (neokorteks) aşırı yüklüyoruz ve bu sindirilemeyen bir yük (allostatik load) oluşturmaya başlıyor. Tanım şu yaşadığımız çağa pek uygun görünüyor.


Uncertainty and stress: Why it causes diseases and how it is mastered by the brain https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0301008217300369


Çalışma ve 'Boş Durma'ya Dair Sosyolojik Bir Bağlam


Öğrendim ki ‘endüstri’ sözcüğü Latincede çalışkanlık, gayret anlamına gelen industria ifadesinden türemiş. İngilizce ‘industry’ sözcüğü, bugün de “çalışkanlık” ve “hamaratlık” anlamında kullanılabiliyormuş. Bakın şöyle diyor Byung Chul Han Zamanın Kokusu kitabında;

“Endüstrileşme sadece dünyanın mekanikleşmesi demek değildi, bir yandan da insanların terbiye edilmesine işaret ediyordu. Endüstriyelleşme çağında sadece makineler kurulmadı sisteme, insanların davranışını hatta bedenlerini de emek zaman verimliliğine uygun şekle sokacak aygıtlar ve mekanizmalar da tesis edildi.” Byung Chul Han


Çalışmayla tanımlıyoruz kendimizi, bir mesleği ‘hayatımızın korsesi’ olarak görüyoruz; yani bizi dağılmaktan, toplumsal olarak dışlanmaktan, öze yönelik kuşkularımızla yüzleşmekten alıkoyan bir hal. Abartıyor muyum acaba? ‘Gerçek’ çalışmanın kutsallığını ve gerekliliğini tartışamam; bu laflar aslında insanın ‘kendinden kaçma’ ve ‘kendini kompülsif bir tarzda bir şeylerle meşgul tutma’ arayışına… Wilhelm Reich’in o hepimizin içinde belirli dozlarda olan ‘küçük adam’ının kulağına fısıldadığı gibi bir zamanlar... (Okumayanlara aşırı tavsiye ederim; Dinle Küçük Adam, Payel Yayınları)


“Böylece tamamen kendi başına bırakılmış bireyin eylemlerine kaygı ve daimi bir tasa hükmeder. Sadece başarılı bir çalışma seçilmiş olmanın işareti kabul edilir. Kurtuluş kaygısı bireyi tam zamanlı bir çalışana dönüştürür. Ne var ki bu dur durak bilmeyen emek kurtuluşu sağlamayacaktır. Yine de kişinin seçilmiş olduğunu kendine telkin etme, böylece kaygıyı azaltma aracı olarak işlev görür.” Byung Chul Han

Tüketim toplumunun boş zamanlarımıza nasıl binalar inşa ettiğini ve sürekli çalışmayı ‘mutlaklaştırdığını’ gösteren öyle çok kitap var ki, buna bu kadar değinmek sanıyorum yeterli.


“Onlara, bu durmak bilmeyen koşuşturmalarının anlamı; sahip olduklarıyla neden hiç bir zaman yetinmedikleri sorulduğunda şöyle derler: "Çocuklarımızın ve torunlarımızın geleceğini düşünüyoruz." Max Weber


Enneagram Açısından Kişiliğin Oluşumu ve Belirsizlikle Mücadelesi


Enneagram bize kişiliğin oluşumu ve 9 farklı varoluş paterni ile ilgili derin bir kılavuz sunuyor. Her birimiz dünyayı bir takım lenslerle veya filtrelere algılıyoruz; deneyimlerimiz ve perspektiflerimiz ister istemez sınırlı. Öte yandan büyüdükçe bu filtreler bize zihinsel, duygusal ve bedensel koşullanmalar yaratıyor ve sevgi, güvenlik ve öz-değer gibi temel ihtiyaçları gidermeye yönelik bir yaşamsal strateji haline gelmeye başlıyor. Normal yaşamın ‘gündelik’ akışı tüm zenginlikleri, problemleri ve arayışları bu stratejilerle o kadar uyumlu ki bunları farketmek balığın denizi farketmesi gibi zor. Tabii yaşadığımız krizler bize yol gösteriyor şu sıralar olduğu gibi. Sudan çıkmış balığa dönüyoruz. O ilksel kayıp & ölüm korkusu perdenin arkasından görünüveriyor. Kişi “kaçtığı ile baş başa kalıveriyor.”, kendiyle, özüyle.


İnsanın 4 Temel Korkusu


David Daniels, Enneagram’da Kayıp ve Yas yazısında şöyle özetliyor 4 temel varoluşsal durumu;


  • Ölüm kaygısına karşı yaşam > Umutsuzluk ile bütünlük duygusu arasında (Zihinsel merkez)

  • İzolasyona karşı bağlantıda olmak > Boşluk hissi ile sevgi arasında (Duygusal merkez)

  • Zeminsizlik veya desteksizlik hissine karşı zemin bulmak & sorumluluk > Öfke ile şefkat & özdeğer arasında (Fiziksel merkez)

  • Anlamsızlık vs anlam bulmak > Çaresizlik ile yaşamın bir şey ‘yapmaksızın’ anlamlılığı duygusu arasında (Tüm 3 merkezle ilişkili)


Bu genel varoluşsal kaygılara her Enneagram tipi ayrı bir “yanıt” veriyor. Dikkatle altını çizmek lazım, bu yanıtları bir kişiliklere dair “etiketleme” oluşturmak için değil, anlayışımıza bir perspektif kazandırsın diye ortaya koyuyoruz. Bakalım neymiş bu paternler…


Farklı Tipler İçin 'Kendiyle Başetme' Önerileri


Tip 1: Mükemmelliyetçiler


Ne Motive Eder?

1’lere göre tatmin edici bir yaşam, ‘doğru’ ve ‘iyi’ oldukları, doğru seçimler yaptıkları ve ölçülü, adaletli ve kontrollü oldukları ve ideallerine uygun davrandıkları bir yaşam…


Yaşamına Yön Veren Değerleri Neler?

Mükemmellik, sorumluluk, doğruluk, detaycılık, “aklı başındalık”, idealizm, öz disiplin, güvenilirlik, işte kalite odaklılık, disiplin, tertiplilik & düzenlilik ve süreçleri geliştirme bakış açısı…


Sağlıksız Kalıpları Neler?

Yargılayıcı, katı tutumluluk, dogmatiklik, takıntılılık, eleştirellik, aşırı ciddiyet, kontrolcülük, endişeli hal, kıskançlık, savunmacı tutum, esnek olmama hali…


Belirsizlik Hissi ile Gelen…

Boş zamanı “yapılandırma” isteği, doğru olduğuna inandıkları şeyleri ısrarcı bir şekilde yapma arzusu, bir konuda karar alırken net yönlendirmelere & kılavuza sahip olma arayışı, atılması gereken spesifik adımların bilme beklentisi…


Farketmek İçin Ne Gerekir?

Anın içinde rahatla, olanı olduğu gibi kabul et, sevgi ve affediş ile izin ver… Belirsizliği yapılandırmadan & kontrol etmeden kabul ederek, tek bir doğru “çıkışın” olmadığını ve deneme yanılmaların olabileceğini fark et ve eğlenmene bak... Diğerlerine idealizmin ve aynı zamanda sükunetin ile ilham olmaya devam et…


Tip 2: Sitemkar Vericiler


Ne Motive Eder?

2’lere göre tatmin edici bir yaşam sevildikleri, ihtiyaç duyuldukları, değer verildikleri, başkalarından güzel şeyler duydukları bir yaşam…


Yaşamına Yön Veren Değerleri Neler?

Sevgi, şefkat, hizmet, merhamet, empati, uyum, ilgi, cömertlik, pozitiflik, iyi dinleyici olmak, arkadaş canlısı olmak ve teşvik edici olmak…


Sağlıksız Kalıpları Neler?

Kendisine değer verilmediği hissi, alınganlık, aşırı duygusallık, aşırı sahiplenicilik, sitemkarlık, talepkarlık, müdahalecilik, “neye ihtiyacın olduğunu senden daha iyi biliyorum” tavrı…


Belirsizlik Hissi ile Gelen…

Destek alma ve destek verme & koruma güdüsü, yakınlarının sağlığı için kaygılanma hali, sevdikleri ile bağlantıyı koruma ve ihtiyaç duyulma arzusu…


Farketmek İçin Ne Gerekir?

Belirsizlik içindeyken kendini diğerlerime adama refleksini fark et, kendi duygularına ve sıkıntılarına odaklanmayı bil, alma vermenin doğal dengesini koru, kendi sağlık ve sıhhatine dikkat et, sevgi ve odağı yaymak için “maskeyi önce kendine takmayı” da dene… Diğerlerine alçakgönüllü vericiliğin ve sevgin ile ilham olmaya devam et…


Tip 3: Rekabetçi Başaranlar


Ne Motive Eder?

3’lere göre tatmin edici bir yaşam başarılı oldukları, en iyisi oldukları, dikkat çektikleri, hayran olundukları, çevresi tarafından onaylandıkları, meşgul bir yaşam…


Yaşamına Yön Veren Değerleri Neler?

Üretkenlik, başarı, öz motivasyon, yetkinlik, sonuç odaklılık, iyimserlik, pratiklik, hız, özgüven, çalışkanlık…


Sağlıksız Kalıpları Neler?

Gösteriş, aşırı rekabetçilik, kibir, yüzeysellik, duyarsızlık, yapmacıklık, narsizm, işkoliklik, imaj veya statü düşkünlüğü, kendi görüşlerine çok önem verme hali…


Belirsizlik Hissi ile Gelen…

Hızlı bir şekilde kendine -veya başkalarına- amaç & hedefler koyma isteği, eylem odaklılık, ne yapacağını bilme gereksinimi, etkin, pratik, görev odaklı bakış açısının fazlasıyla aktif olması ve içinde bulunduğu belirsiz durumda liderlik rolünü alma güdüsü…


Farketmek İçin Ne Gerekir?

Yavaşla, kendi gerçek hislerine müsaade et, diğerlerinin de sorumluluk alabilmesine izin ver, başkalarının fikirlerini dikkate al, sevgininin bir şeyler “yapmakla” değil “olmakla” ilgili olduğunu keşfet… Diğerlerine sonuç odaklılığı ve işleri yoluna koymadaki etkinliğin ile ilham olmaya devam et…


Tip 4: Bireysel Trajiromantikler


Ne Motive Eder?

4’lere göre tatmin edici bir yaşam kendilerini ve bireyselliğini ifade ettikleri, ‘kendine özgülüğü’ yaşadıkları ve gösterdikleri, ‘anlam’ dolu bir yaşamdır.


Yaşamına Yön Veren Değerleri Neler?

Orijinallik & otantiklik, duygusal derinlik, empatik, yaratıcılık, estetik, bireysel özgürlük, anlam, sezgisellik…


Sağlıksız Kalıpları Neler?

Aşırı hassaslık, melankoli, umutsuzluk & karamsarlık, kendini çok düşünme, duygusal olarak kapanma, duygusal değişkenlik, kendini çekme, “ben bu dünyaya göre değilim” hisleri…


Belirsizlik Hissi ile Gelen…

Duygusal derinlik arayışı ile anlamlı bağlantılar kurmak isteği, diğerlerinde de bu derinliği görme arayışı, genelde olmayana duyulan özlem, genellikle bilinçaltı bir şekilde özel muamele görme arzusu...


Farketmek İçin Ne Gerekir?

Sürecin mevcut haline ve pozitif taraflarına odaklan -kendinden ve idealize ettiğin dünyadan dışarı çık-, şükür duygusunu hisset, aranan derinliğin hayatın akışı içerisinde yüzeyde de olabildiğini deneyimle, her durumda duygularını ifade et ancak her birinin geçiciliğini de kavra… Diğerlerine yaratıcılığın ve derinliğin ile ilham olmaya devam et…


Tip 5: Gözlemci Uzmanlar


Ne Motive Eder?

5’lere göre tatmin edici bir yaşam anladıkları, zihinsel olarak aktif, derinlemesine bilgiler edindikleri, çevresini yorumlayabildikleri ve bu sayede kendini korudukları, yeterli ve yapabilir hissettikleri bir yaşam...


Yaşamına Yön Veren Değerleri Neler?

Bilgelik, öğrenme hevesi, bağımsızlık, anlamak, gerçeklik, derin düşünme, nesnellik, bağlanmama, kendi kendine yetme, analitik, objektif & serinkanlılık…


Sağlıksız Kalıpları Neler?

Ketumluk, içe kapanık & izole, paylaşmayı sevmemek, soğuk & entellektüel açıdan kibirli görünmek, inatçılık, mesafeli duruş, provakatörlük, cimrilik & hasislik (sadece parasal anlamda değil enerjisini ve ilgisini sakınma anlamında da), iddiasız olmak…


Belirsizlik Hissi ile Gelen…

Harekete geçmeden önce düşünme isteği, netlik arayışı, rasyonel olma eğilimi, duygusallıktan & hissel yoğunluklardan kaçma eğilimi ve kişisel alanında olma & özel zaman arayışı...


Farketmek İçin Ne Gerekir?

Kendini soyutlama, gruba bağlı kal ve kalbini diğerlerine açmak cesareti göster, başkalarından destek ve ilgi alabil, bunu iste, “bilememe” hali ile barış ve yaşamın ilerleyişine dair bir içsel bilme hissi ile tanışmaya bak. Diğerlerine objektif bilgeliğin ve uzmanlığın ile ilham olmaya devam et…


Tip 6: Sadık Şüpheciler


Ne Motive Eder?

6’lara göre tatmin edici bir yaşam, güvende oldukları, çevresindekiler tarafından desteklendikleri, aidiyet hissini yaşadıkları ve risklerin üstesinden kolaylıkla gelebildikleri -mümkünse risksiz- bir yaşam…


Yaşamına Yön Veren Değerleri Neler?

Sadakat, sorumluluk, risk odaklılık, tedbirlilik, güvenilirlik, sebat & Azim & direniş, işbirliği & beraberlik ruhu, söz verme & adanma, özsezi & hazırlık, cesaret, amaçlılık…


Sağlıksız Kalıpları Neler?

Paranoya & endişelilik, aşırı ihtiyatlılık, kötümserlik, kontrolcülük, tahmin edilemez tepkiler, savunma hali, sabit fikirlilik, kendini baltalama, hırçın ve huysuzluk…


Belirsizlik Hissi ile Gelen…

Sadık & adanacak olunacak bir yol bularak belirsizliğe kesinlik katma isteği, gelecekle ilgili güvence arayışı, en kötü senaryoyu hayal etme, kendisine yönelik artan güvensizliğin başkalarına yansıtılması –“sana güvenmiyorum”- ve direkt, net ve samimi iletişim beklentisi…


Farketmek İçin Ne Gerekir?

Kendine ve evrene inancını yeniden tahsis etmeye bak, güven ve sevginin, hayatın tüm belirsizliklerine ve risklerine rağmen en temelde ve sarsılmaz olduğu fikrini içselleştir… Diğerlerime özsezi, cesaret ve inançla ilham olmaya devam et…


Tip 7: Hevesli Hayalciler


Ne Motive Eder?

7’lere göre tatmin edici bir yaşam, her şeyi deneyimledikleri, doyum içinde ve hoşnut oldukları, ihtiyaçların karşılandığı, kısıtlanmaların olmadığı, sıkılmadıkları, pozitif anlarla dolu bir yaşamdır.


Yaşamına Yön Veren Değerleri Neler?

Keyif, enerji, hareket, pozitif bakış açısı, tatmin, gelecek & deneyim odaklılık, ilham, merak, yaratıcılık, spontanlık…


Sağlıksız Kalıpları Neler?

Maymun iştahlılıki, hiperaktivite, konsantrasyonunu çabuk kaybetme, dinleyememe, aklın sürekli gelecekte olması, disiplinsizlik, manik / kompulsif tepkiler, huzursuzluk…


Belirsizlik Hissi ile Gelen…

Seçeneklerin tümünü görme ve olası yolların hepsini açık tutma gereksinimi, sürekli geleceği düşünme, anda olmakta zorlanma, pozitife odaklanma ve zor durumları yok sayma eğilimi, minimum sınırlandırma ve otorite isteği, detaylara inmeden hızlı karar alma eğilimi…


Farketmek İçin Ne Gerekir?

Anda, şimdide ve burada kal, kelbinin sesini dinle, duy, yaşamın pozitif tarafları, olumlu bitmek bilmeyen deneyimleri, kadar acı ve hüznün de doğal bir duygu olduğunu kabul et, onu yaşamına davet edebil… Diğerlerine pozitif enerjin ve eğlenmeyi bilen tavrın ile ilham olmaya devam et…


Tip 8: Meydan Okuyan Kontrolcüler


Ne Motive Eder?

8’lere göre tatmin edici bir yaşam, kendi kaderlerini kendilerinin kendi belirleyebildiği, kendini koruyabilen ve bağımsızlığını kazanmış bir yaşam...


Yaşamına Yön Veren Değerleri Neler?

Adalet, dürüstlük, kararlılık & meydan okuma, koruyuculuk, kendi kendine yetme, coşku, kendinden emin olma, bağımsızlık, karakter, iş bitiricilik…


Sağlıksız Kalıpları Neler?

Baskınlık, saldırgan tavır, bildiğini okuma, uzlaşmazlık, kontrolcülük, tahakküm etme, bencillik, kinci, zayıf görünmeme isteği ile gelen güçlü kişilik zırhı…


Belirsizlik Hissi ile Gelen…

Olayların akışının kontrolünün onlarda olmadığı fikri ile kontrolü ele alma duygusu, haksızlıklar konusunda aşırı hassasiyet, aldığı kararlarda direkt ve bazen gereğinden fazla “dik” olma, korumacılık ve gücünü gösterme isteği…


Farketmek İçin Ne Gerekir?

Kendi kırılganlıklarına ve hüzün vb. yumuşak duygularına yer aç, kendine karşı şefkatli ve kibar ol, kendine yüklenmeme, yaşanan her durumu, her anı yeni gözlerle -başlangıç zihniyle- görebilmeye bak… Diğerlerine gücünü pozitif bir dönüşüm için kullanarak ilham olmaya devam et…


Tip 9: Uyumlu Barışçılar


Ne Motive Eder?

9’lara göre tatmin edici bir yaşam, barış içinde oldukları, çevresiyle uyum yakaladıkları, çatışmadan ve gerginlikten kaçınarak iç huzuru ve bütünlüğü yakaladıkları dengeli bir yaşam…


Yaşamına Yön Veren Değerleri Neler?

Barış, harmoni, hoşgörü, uzlaşma, saygı, anlayış, açık kikir, denge, cömertlik, cana yakınlık, iyi dinleyici olma, adalet…


Sağlıksız Kalıpları Neler?

Gerçeklerden kopma, kararsızlık, çatışmadan kaçma, üşengeçlik & umursamazlık, bedensel ihtiyaçlara düşkünlük, iddiasızlık, kendini ifade edememe, sıkışma ve pasif agresif tutum…


Belirsizlik Hissi ile Gelen…

Belirsizliğin getirdiği olası çatışmalardan kaçma, uyumlanma ve başkalarını rahat ettirme eğilimi, kendi fikirlerini yüksek sesle söylemekten kaçınma ve hızlı bir konsensus arayışı…


Farketmek İçin Ne Gerekir?

Kendi sahici reaksiyonlarını gösterebil ve fikirlerini tartışma yaratırım diye korkmadan ortaya at, başkalarından daha çok kendi amacına ve sürecine odaklanmayı da bil, kendini sevmeyi öğren… Diğerlerine uzlaştırıcı ve kapsayıcılığı ile ilham olmaya devam et…


Zamanımız Hakkında


Görülebilir ki her Ennearam tipinin farkındalık ekseninde ortak bir mesaj var; kendine dön, evine dön, izin ver, birazcık teslim ol, kendinde rahatla ve hayatın tadını çıkar! Çünkü tüm varoluş da böyle yapıyor aslında, bakın ne diyor Osho, “Varoluş acele etmez. Tanrı sonsuz bir sabırla hareket eder. Hatta Tanrı hiçbir yere gitmiyordur, zaten gideceği yere varmıştır o. O yüzden hedefi yoktur.”


Yaşadığımız bu salgın krizini bir öğretmen hatta ve bir lütuf olarak görmeye çalış;

Boş zamanda tembel bir eylemsizlik değil, hakikatin araştırılması ve keşfedilmesi mutluluk vermelidir.” Aziz Augustinus

Emrah Akbalaban

Yönetim Danışmanı & Enneagram Koçu

115 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Ey İnsan!*

bottom of page